17 Mayıs 2019 Cuma

Türklerce kutlanılan/kutsanan bayram ve günleri belirtirken temel olarak kutsal değer taşıyan, Türk toplumlarınca hayatlarında önemli rol oynamış nesnesel ve kültürel-eğlence unsurları baz alınmıştır.

Bu bağlamda Türklerde kutsal sayılan ve kutsanan bayramlar;

Çağa / Akay Bayramı – Şubat
Şubat ayı içerisinde Ülker Yıldızı ile Ay’ın birleştiği zamanlarda kutlanır, Kansız saçılarla kutlanır, özellikle de süt saçısı yapılır ve bu dönemde zorunlu olmadıkça hayvan avlanmaz.

Dipçe: Türk inanç sistemlerinden “Gök Tengri / Ulu Tanrı” bilgisini esas alarak öze dönen ve ağırlıklı olarak Altay Türklerince kabul gören Ak İnanç / Altay İnancı, /Akçağanlık (Burhancılık), düşüncesine sahip Türkler tarafından kabul gören ve bu inanç doğrultusunda kutlanan bir bayramdır.


Isiah (Bereket) Bayramı – 13 Şubat
Saha-Yakut Türklerince kutlanılan bayram, Türklerin bereket inancı çerçevesindedir. Isıah yani Bereket Ayı, doğanın yeninden canlanması şerefine kutlanan yaz bayramıdır. Isıah kutlamaları sırasında alkışlar yapılıp, bol bol ikramlar verilir, toy kurulup dans, halk oyunları ve at yarışmaları düzenlenir. Bu bayram Türklerce eski yılın sona ermesi ve yeni yılın başlamasını ifade etmektedir.


Soğuk Yemek Bayramı – 9 Mart
Uygur Türklerinin kutladıkları bir bayramdır. Bu bayramda birbirlerinin üzerine su atmak suretiyle eğlenilmektedir. Bilindiği üzere, Tarım havzasında yaz ayları çok sıcak ve kurak geçmekteydi. Kavurucu sıcaklar hayatı adeta cehenneme çeviriyordu. Uygurlar, ancak yerin altında bu kavurucu sıcağı yalıtacak evler inşa ederek veya yaylalara çıkarak, sıcağın etkisinden kendilerini kurtarmaya çalışıyorlardı. Onların özellikle bayram eğlencelerinde birbirlerini ıslatmalarının sebebi de, bu sıcakla ilgiliydi. Serpilen sularla hava adeta etkilenmekte, böylece yaz ayının kavurucu sıcağı kovularak, Tanrı'dan yağmur istenmekteydi.


Yeni Yıl ve Bahar Bayramı – 21 Mart
Güneşin Koç burcuna girdiği gündür. Gece ile gündüzün eşitlendiği gündür, yeni yılın ilk ayıdır ve Türklerce “baş ay” olarak geçer. Bugün Tanrı'ya ve kutsal ruhlara, atalara alkışlar ve avazlar sunulur, yer ve ev hayvanlarının sağlığı için alkış kılınır, ağaçlar dikilir ( özelliklede Köknar ağacı ), ağaçlara çaputlar bağlanarak Tanrı'ya Türk soyunun bereketli yıl geçirmesi için dileklerde bulunulur ve çeşitli eğlenceler tertiplenir.

Aynı zamanda baharın başlangıcı olarak da kabul edilip kutlanır. Gecesinde gökyüzüne bağırılarak ve sesler çıkartılarak yeryüzü uyandırılır, ateşler yakılır üzerinden geçilerek ruhların arındırılması gözetilir. Sabahında ise ezgiler, türküler ile çeşitli eğlenceler düzenlenir. O gün tüm kötü dargınlıklar bir yana bırakılıp olabildiğince neşeli ve mutlu olunmalıdır, çünkü Doğa Ana artık uyanışa geçmiştir, kendisine alkışlar yapılır ve yüceltilir, ululanır. Kayın ağacına yeryüzünün dört bir tarafında yaşayan Türkleri temsil etmesi için sarı, ak, al ve gök çaput bağlanarak dileklerde bulunulur ve kutlanır.


Toprak Ana Kutsaması – 22 Nisan
Toprak Ana kutlaması, yeni ay çıkınca kutlanır. Doğa Ana için avazlar söylenir, alkışlar yapılır ve yüceltilir, ululanır. Kayın ağacına sarı, ak, al ve gök çaput bağlanır.

Dipçe: Türk inanç sisteminin temel sayılan Kamcılığa sahip Türkler tarafından kabul gören ve bu inanç doğrultusunda kutsanan bayramlar.


Yarlıq Kutsaması – 5 Mayıs
Yarlıg bayramı; Tanrı'dan izin isteme ve Tanrı’ya yeniden bağlanma bayramıdır.

Dipçe: Türk inanç sisteminin temel sayılan Kamcılığa sahip Türkler tarafından kabul gören ve bu inanç doğrultusunda kutsanan bayramlar.


Doğa Bayramı – 5 Mayıs (3 gün sürer)
Doğa bayramı, doğanın uyanışı sıcaklıkla suyun birleşmesi ve doğumun başlaması bayramıdır. Bu bayram eskiden 5 Mayıs akşamı başlar ve 8 Mayıs akşamına kadar sürerdi. Günümüzde ise artık Doğa bayramı yine 5 Mayıs akşamı başlar ve 6 Mayıs akşamında bitiyor. Doğa bayramı kadim Türklerden öykülenerek İslamiyet’e de alınmış olup Hıdırellez olarak adlandırılmıştır.


Çiçek Bayramı – 5 ve 6 Mayıs
Mayıs ayının 5- 6 sı gibi yeni ay çıktığında kutlanır. Çayırlara, ovalara doğaya çıkılır, en güzel giysiler giyilip eğlenceler düzenlenir, ziyafetler verilir.

Dipçe: Türk inanç sistemlerinden “Gök Tengri / Ulu Tanrı” bilgisini esas alarak öze dönen ve ağırlıklı olarak Altay Türklerince kabul gören Ak İnanç / Altay İnancı, /Akçağanlık (Burhancılık), düşüncesine sahip Türkler tarafından kabul gören ve bu inanç doğrultusunda kutlanan bir bayramdır.


Örüş – Saya Bayramı – 9 Mayıs
Ergenekon’dan çıkış hazırlıklarının başında sürülerin göçe hazırlanmasından gelir. Eğer sürüler hazır değilse göçte zorluklarla karşılaşmak kaçınılmaz olur. Çünkü sürüleri oluşturan hayvanlar, Türkleri özellikle bilinmeze göç ediş sırasında hayatta tutan hem gücü hem de varlığıdır. Bundan dolayı bu sürüdeki hayvanlara, hele hele at sürülerinin başına gelecek bir olumsuz durum, Ergenekon’dan çıkışın sonu olur. Zira at Türk’ün kanadıdır. Türk onla ırakları yakın eder, at Türk’ün her şeyidir. Diğer sürülerdeki hayvanlarda göçte taşıma, gıda ve giyecek ürünleri sağlayacakları için, atlar kadar önemlidir. Bu nedenle, göçte hayvanlara dayanan gücün ne kadar olduğu bilinmesi gerektiğinden, hareketten önce herkes sürülerini saymak zorunda idiler. Bu durum Sayı biliminin yani matematiğin çıkmasınıda sağlamıştır. Sayım sonuçları devlet yetkililerine sunulur. İşte bu devir teslim işlemi bayram havasına dönüştürülerek Örüş-Saya yahut Örüş-Saya bayramı ortaya çıkmıştır. Bu bayram Tanrı'dan izin alınan Yarlıg Bayramı’nın arkasındaki 9 Mayıs’ta kutlanır. Bundan dolayı Yarlıg Bayramı’nın devamı niteliğindedir.


Kızıl Güneş Bayramı (Yaz Gündönümü) – 21 Haziran
Yazın gelişini haber veren en önemli bayramlardan biri olup 21 Haziran sonrası ilk dolunayda kutlanır. Kişi buyanının en yüksek olduğu zamanlardan biridir. Tanrı'ya ve kutsal ruhlara, atalara alkışlar, avazlar sunulur, ağaçlar dikilir, çocuklar sevindirilir, ağaçlara çaputlar bağlanarak dileklerde bulunulur ve çeşitli eğlenceler tertiplenir.


Ergenekondan Çıkış Günü – 21 Haziran
Ergenekon’dan Çıkış Günü, 21 Haziran’da başlar 21 Eylül’e kadar 63 gün sürer. Ergenekon’dan çıkış düşüncesi, çıkış günü ve çıkışın tamamlanması 21 Mart’ta başlayan 21-24 Eylül’de bayramla biten bir zaman dilimini kapsamaktadır. Bu zaman dilimi çeşitli aşamalarla doludur.


El Oyun Bayramı – 21 Haziran
Bir araya gelinir. Tanrı'ya alkış yapılır ve Altay ruhu davet edilir. Ok atma, ata binme gibi ulusal oyunlar oynanır.

Dipçe: Türk inanç sistemlerinden “Gök Tengri / Ulu Tanrı” bilgisini esas alarak öze dönen ve ağırlıklı olarak Altay Türklerince kabul gören Ak İnanç / Altay İnancı, /Akçağanlık (Burhancılık), düşüncesine sahip Türkler tarafından kabul gören ve bu inanç doğrultusunda kutlanan bir bayramdır.


Saban Toyu / Saban İzi – 22 Haziran
Saban Toyu Bayramı Türk Dünyasında iklim koşullarına bağlı olarak çeşitli zamanlarda kutlanır. Kutup altı bölgelerinde iki mevsim yaşandığı için, yay/yaz mevsiminin başlangıcı 22 Haziran’dır. Kutup altı bölgelerinde yaşayan Türkler bu bayramı 22 Haziranda başlar, 5,6,7 Ağustos’a kadar sürer.

Suptropikal orta kuşak bölgelerinde yaşayan Türkler, bu bayramı 21 veya 22 Mart’ta kutlarlar.

Bu bayram genelde Türk dünyasının her yöresinde görülür. Kırım Türkleri buna “SABAN-TOY” adı verirken, Kars’ta da bizim buralarda (Sivas yöresi) olduğu gibi “ÇİFT-ÇIKARMA” adı verilmektedir. Çift çıkarma bayramı genel bir bayram niteliğinde olmasına rağmen yöresel birtakım özellikler ve yöresel değişiklikler göstermektedir. Orta Asya Türklerinde de hala devam eden bu geleneksel bayram yöremizde de yapılmaktadır.


Tun Payram (İlk Ayran) – Haziran Sonu
Hakas Türklerince kutlanılan bayram. Hakaslarda Hakasya’nın bozkır bölgelerinde düzenlenen Tun Payram isimli bir çoban bayramıdır. Önemli bir yer tutar. Tun Payram ilk ayran bayramıdır. Genellikle Mayıs’ın sonu-Haziran’ın başında sığırın kış otlağından yaz otlağına geçmesinden sonra düzenlenir. O zaman kış mevsiminden sonra kilo almaya başlayan sığır ilk süt ürünlerini verir. Tun Payram Hakasların geleneksel yaşam tarzının temelini oluşturan hayvancılığa gösterilen saygı ile ilgilidir.

Bu bayram için hazırlıklar önceden yapılır. İlk süt ürünleri pişirilir, yeni milli kıyafetler dikilir. Belirli bir günde birkaç köyün sakinleri sabah saatinde yakındaki dağ tepesinde toplanır, büyük bir ateş yakarlar. Özel olarak kurulan direğe ritüel bir at bağlanır. Bu at sığırın iyiliği ve verimliliğinin koruyucusu sanılır. Köylülerin saygı gösterdikleri bir ihtiyar ata yaklaşıp onu süt ile yıkar, kuyruğu ve yelesine kurdeleler bağlar, sonra da salıverir. İhtiyar ayranı ritüel bir ateşe, yakındaki ağaçlara, direğe serperek gökyüzü ve toprağa dua edip sığır ve süt ürünlerinin bol bol olmasını diler.

Bu kutsama kısımdan sonra at yarışmaları, güç ve marifet yarışmaları gibi çeşitli toplumsal spor etkinlikleri düzenlenir. Kazananlara ayran ve ayrandan yapılan arak ikram edilir. İlk ayran ve arakanın şifa verici içecek olduğuna inanılır. Bu nedenle kutlamalar sırasında yere dökülmemelidir. Geleneğe göre hazırlanan bütün süt yemeklerinin bayram sırasında yenmesi gerekiyor. Ertesi güne bırakılması yasaktır.

Yukarıda belirtildiği gibi kutlamalar sırasında spor etkinlikleri düzenlenir. Güreş Hakas Türklerinde çok popüler bir spor türüdür. İkinci yaygın spor okçuluktur. Hakaslarda insanın iyi bir nişancı olmasına gerek barış ve huzur gerekse savaş zamanında büyük değer verilirdi. Eski zamanlarda ve günümüzde birçok çoban aynı anda avcılık yapar. Ateşli silahların meydana gelmesiyle birlikte okçuluk savaş sanatı olarak önemini kaybetmeye başladı ve günümüze sadece bir spor türü olarak geldi.

Bundan dolayı Tun Payram’ın en popüler ve ilginç kısmı at yarışmalarıdır. Hemen her köylü at işlerinden çok iyi anlar ve yarışmalar için en uygun atları seçebilir.


Aş Pişgen Bayramı – Ağustos, (ilk yeni ay çıktığında)
Tahıllı ekmekler yenir. Zengin sofralar kurulur. Düğünler (evlilik) bu dönemlerde yapılırsa iyi ve sağlıklı olur. Ancak Ağustosun son 7 günü düğün yapmamalı ve cinsel ilişki kurmamalıdır.

Dipçe: Türk inanç sistemlerinden “Gök Tengri / Ulu Tanrı” bilgisini esas alarak öze dönen ve ağırlıklı olarak Altay Türklerince kabul gören Ak İnanç / Altay İnancı, /Akçağanlık (Burhancılık), düşüncesine sahip Türkler tarafından kabul gören ve bu inanç doğrultusunda kutlanan bir bayramdır.


Ergenekon Bayramı – 21 Eylül
Türök Bil (Ökük Türük/GökTürk)‘ler bu Ergenekon’dan dışarı çıkarak Orta Asya’ya yayılırlar.

Bütün Türk toplumlarında bu bayrama “ERGENEKON BAYRAMI” denildiği gibi, Ergenekondan çıkışta Türklere yol gösteren Asena isimli dişi börüye atfen “BOZKURT BAYRAMI” adı da verilir. Kısaca bu kadim Türk bayramını “ERGENEKON ÇIKIŞ BAYRAMI” olarakta adlandırabiliriz.


Ataları Anma Bayramı – 21 Eylül
Ergenekon’dan çıkış günü kabul edilen bu gün Türök Bil (Ökük Türük/Göktürk) için bir kurtuluş ve özgürlüğe kavuşma günü olmuştur. Ama kurallar çiğnendiği için içleri buruktur, suçluluk duygusu içindedirler. Bu suçluluk duygusu Töre’nin veya Ergenekon Yasları’nın toplumun bütününe yüklediği sorumluluk duygusundan kaynaklanan suçluluk duygusudur.

Bu toplu suçluluğun Tanrı tarafından bağışlanmasını sağlamak için, Onlar her yıl bu gün “Atalar Mağarası”na giderek, “Gök Tengri / Ulu Tanrı'ya ”, Ata ruhlarına ve “Kutsal Yer ve Su” varlıklarına alkış ederler. Bu törenlerde Türök Bil (Ökük Türük/Göktürk) Kağanları bir parça demiri ateşe atıp kızdırdıktan sonra onu bir örsün üzerinde çekiçle döverler. Diğer Türük Bil (Ökük Türük/Göktürk) beyleri de aynı hareketi birer birer tekrarlar. Törenden sonra da topluca yeme içmeye geçilir, herkes çıkınlarını açar, yaygılar birleştirilerek büyük sofralar oluşturulur. Kurulan sofra başında herkes yerini aldıktan sonra, Tanrı’ya yakarılır; arkasından Tanrı adına ellerdeki çamçaklardan bir yudum kımız (içki) içilir (yalnız bir yudum, Tanrı’yı ululamak için). Bundan sonra da, türküler, maniler, şarkılar söylenir.


Altay Takır Bayramı – 21 ve 22 Eylül
Altaya Alkış (dua) kılınır. Bu bayramda Altay Uykuya yatacağı için gürültü yapılmaz. Sessiz olunur ve coşkulu şarkılar türküler çalınmaz.

Dipçe: Türk inanç sistemlerinden “Gök Tengri / Ulu Tanrı” bilgisini esas alarak öze dönen ve ağırlıklı olarak Altay Türklerince kabul gören Ak İnanç / Altay İnancı, /Akçağanlık (Burhancılık), düşüncesine sahip Türkler tarafından kabul gören ve bu inanç doğrultusunda kutlanan bir bayramdır.


Öğünç / Hasat Bayramı (Koç Katımı) – 22 Eylül (3 gün sürer)
Elde edilen Yaz bereketi için öğünç (şükran) törenleri yapılırdı. Öğünç Bayramı, yayla dönüşü yapılır, kışa 45 gün vardır. Bu süre kışa hazırlık devresidir. Bu devrede devletin bütün birimleri görevlidir. Çünkü Türk toplumunun kışı sıkıntısız geçirmesi için her çeşit, koruma alınır.

Bu bayramın 1.nci günü (22 Eylül) diğer bayramlarda olduğu gibi, Gök Tengri - Ulu Tanrı'ya yakarışla başlar ve Tanrı adına kurbanlar kesilir. Kesilen kurbanlarla büyük bir toy-şölen verilirdi. Bu toylar sosyal dayanışmanın en büyük göstergeleriydi. Bu toy-şölenlerde heyecan musiki konserleriyle doruğa çıkarılırdı. Bayramın 2.nci günü (23 Eylül), devlet görevlileri tarafından sayımlar yapılırdı. Sayım insan sayımından başlamak üzere, mal ve ürünlere kadar uzardı. Devlet görevlileri yayla dönüşü bütün kişileri oba oba, ebi-eşik ebi-eşik (aile, aile) sayar ve bu sayımlar sonucunda ölenler, yeni doğanlarda belirlenerek kayıt altına alınırdı. Böylece günümüzde kullandığımız onluk sayı sistemi gibi, günümüz sayımlarının temelini atan sayım düzenlerini kıtlıktan kendilerini ve hayvanlarını korumak için oluşturan Türkler, yayla dönüşü hemen kışlaklara (kışlalara) girmez, obalar, sürüler kışlakların yakınlardaki düzlüklerde toplanarak bayram hazırlıkları yaparlardı. Bu hazırlıklar sırasında devlet memurları, obalardaki, sürülerdeki hayvanları sayar, yiyecek durumu denetlenirdi.

Sayımlar yapıldıktan sonra, devlet görevlileri, mal ve yiyecek stokları üzerinden vergileri toplarlardı ve durumu iyi olmayanlara, toplanan vergilerin bir kısmını aktarır, kıtlığa karşı desteklenirlerdi (takviye ederlerdi). Çünkü un, yağ ve et olmadan yaza sağ çıkmak olanaksızdı (imkansızdı). Böylece sosyal bir devlet olarak Türk toplumunun hayatı sağlama alırdı. Bayramın 3.nci Günü Kutlamaları (24 Eylül): Bayramın 3. günü olan 24 Eylül’de orta oyunları oynanır; yöresel eğlenceler ve toylar yapılırdı.


Yeni Ay Kutsaması – 21 Aralık
Ay Ataya algış kılınıp baş bolsun denerek dilekler dilenir. Dilek ağaçlarına çaput bağlanır. Algışlar sessizce yapılmalıdır. Doğa uykudadır. Eğlence ve gürültü tertiplenmez.

Dipçe: Türk inanç sisteminin temel sayılan Kamcılığa sahip Türkler tarafından kabul gören ve bu inanç doğrultusunda kutsanan bayramlar.


Yeniden Doğuş (Nardugan) Bayramı – 21 Aralık
22 Aralık’ta güneş yeniden fazla olarak dünyayı aydınlatır ve günler uzamaya başlar. Doğanın yeniden uyanışını Türkler “Yeniden doğuş bayramı” olarak kutlarlar. Türkler bu bayramda Gök Tengri / Ulu Tanrı'ya ve Ata ruhlarına alkış yaparak, toy kurup eğlence düzenleyerek ve Kayın ağacına yeryüzünün dört bir tarafında yaşayan Türklerin bereketli bir yıl geçirmesini temsil etmesi için sarı, ak, al ve gök çaput bağlanarak, Ulu Tanrı'ya iyi dileklerde bulunulmasıyla kutlanırdı. Türk Başbuğu Atilla'nın, yenilmez gözüken romayı anında mızrak gibi ikiye bölmesiyle, Flagellum dei yani Tanrı'nın kırbacı olan Türklerin ayağına kapanarak Türk'ün merhametiyle hayatını devam ettiren Avrupa'lılar Türklere hayranlık duymuş ve Türklerin Yeniden doğuşu simgeleyen Nardugan / Nardoğan bayramını, Avrupa'lılar rabbin oğlu dedikleri isa'ya yontarak Noel adıyla, Türk bayramını almışlar, Türk'ün Tanrı'ya sazlı sözlü yakaran toyundan kendilerine kiliseler yapmışlar ve Türk Başbuğu Atilla'nında boyu olan OK Türklerinin günahsız ve Tanrı'ya yakın olan Türkler anlamına gelen havada uçan kuşla simgelenmiş OK Tamgasını, isa'ya yontarak kendilerine haç olarak almışdır. Ancak Avrupalılar 5.yy'da Türk Başbuğu Atilla önderliğinde Türklerle karşılaşmadan önce ağacın süslendiği bir Noel bayramı yoktur. Vahşi batılılar Türklerin Nardugan bayramını alırken bile, ağacı keselerek süslemiler ve her yıl bir doğa katliamı yapmışlardır. Araplar gibi kadınlı erkekli beyaz bir entari giyen batılı gavatlar, bildiğiniz gibi Noel bayramı sonrası pantolun giyip, kemer takan ve başında börk olan Türk kıyafetlerinden aldıkları bir Noel Baba figürüde oluşturmuşlardır. Türkler kutsal bayramı toy kurup kutlaması gibi, İsa zamanı hıristiyanlarda Tanrı'ya şarkılı sözlü topluca yakaran bir kilise kültürü olmadığı gibi, İsa'nın çarmıha çakılmasından dolayı taktıklarını söyledikleri haçta, Türklerle karşılaşmadan önce yoktur. Zira yahudi inancında, ağaca çakılan şey lanetlenir. İsa'yı ve sözlerini lanetlemek için ağaca çakmışlar, bundan dolayıda çarmıha lanetle baktıkları için haçın çarmıhtan gelemeyeceği gibi zaten isa'yı çaktıkları tahtalar, Türklerin OK Tamgası gibi havada kanadını iki yana açmış, kuyruğu uzun bir kuş gibi artı şeklinde değil, çarpı şeklindedir. Zira çarmıh dediğimiz şey toprağa tek bacakla değen artı şeklinde olsa, o şekildeki bir tahtaya insan çakılabilmesi ve o tahtaların tek bacakta devrilmemesi için toprağa temas eden tahtanın altına beton dökmek gerekir. Bundan dolayı çarmıh, artı haç şeklinde değil çarpı şeklinde, tahtaları toprağa çapraz dikerek olduğu için, hıristiyanların 5.yy'da Türklerden alıp bugün isa'ya yontarak kullandığı haç simgesi, yahudilerin çarmıh fantezisinden değil, Türklerin OK Tamgasından gelmektedir. Bundan dolayı avrupalılar, haç'a cross yani çarpı şeklinde çapraz dikilen tahta derler ama haç şeklini Türklerin günahsız anlamına gelen kutsal OK Tamgasından aldıklarını gizlemeye çalışırlar.

Akçağanlıkta Münöz Tamak (Et, tuz, süt perhizi)

Ten'in sağlığı için Tamak(Damak) yani oruç tutulan kutsal Türk günleri şunlardır;
24-25 Aralık günlerinde; et, süt, tuz yenmez. Sebze yemeği yenir.
19-20-21-22-23-24 Mart günlerinde; et, tuz yasaktır. Süt ve sebze yenebilir.
27-28-29-30 Nisan ve 1-2-3-4 Mayıs günlerinde; sadece süt ve sebze yenir. Et ve tuz yenmez.
18-19-20-21-22-23-24-25-26-27 Haziran günlerinde; Et, süt ve tuz yenmez.
16-17-18-19-20-21-22-23-24-25-26-27 Eylül günlerinde; Et, süt ve tuz yenmez.
Çağa Bayramında (Şubat Ayında) Yeni ay görünmeden iki gün önce ve göründükten sonra 2 gün boyunca; Süt, et, tuz yenmez. Sebze yemekleri yenebilir.

Doğanın değişimini esas alarak, Türk'ün doğayla dengeli ve sağlıklı bir yaşam geçirmesi için doğanın yıl içindeki vücuda yani tene etkisi gözetilerek belirlenen bu kutsal Türk günleri, Türklerin eti - sütü ve sebzeyi en iyi şekilde kullanmasını sağlayarak zengin bir Türk mutfağının çıkmasınıda sağlamıştır.

Akçağan bayramları, kadim Türk bayramları, Kam bayramları, kutsal Türk günlerini ve Tengrici Türk bayramlarını araştırıp Bilinmeyen Türk Tarihi sayfasında 25 Şubat 2016 tarihinde yayınlayan Mete Biricik beyin eserinden alınıp, Tarkan Özel tarafından 17 Mayıs 2019'da düzenlenmiştir.
Tanıtım alanı